4 Eylül 2014 Perşembe

Yorum: Parçalanmış Krallıklar | N.K.Jemisin

''Bazen, görmek yetmez.''


Kitap:Parçalanmış Krallıklar
Yazar:N.K.Jemisin
Yayınevi:Dex Yayınları
Sayfa Sayısı:392
Tür:Fantastik
Puan:3/5
Yerağaç'ın altındaki Gölgeşehir'de, büyülü geçitler açılıyor, Tanrılar fanilerin arasında saklanarak yaşıyorlar.
Kör bir sanatçı olan Oree Shoth, bir gün çöplüğünde yarı ölü bir adam bulur. Adamın güneş gibi parıldadığını fark eder; Oree aslında büyülü olan şeyleri görebilme yeteneğine sahiptir. Oree hiç konuşmayan bu adamı tekrar hayata döndürmeye çalışırken birileri Tanrıları öldürüp bedenlerini şehrin dört bir yanına bırakmaya devam eder.
Oree'nin kalbini çalan tuhaf konuğu onu ölümcül bir tehlikenin ortasında bırakır. Katillerin istediği o mudur yoksa Oree mi; Arameri Kralı'nın dünyevi gücü müdür yoksa Karanlık Tanrı Nahadoth'un kendisi mi?
Fantastik edebiyata yepyeni bir soluk getiren Miras Üçlemesi'nin ikinci kitabı Parçalanmış Krallıklar, şaşırtıcı bir şekilde devam ediyor.


-Yorum-
Merhabalar! Bugün Miras Üçlemesi serisinin ikinci kitabı olan Parçalanmış Krallıklar yorumu için buradayım. İlk kitap olan Yüz Bin Krallık yorumumda kitabın ilk yarısında sıkıldığım ve anlayamadığım yerler olmasına rağmen sonlarına doğru kitabın kendisini toparladığını ve sevdiğimi söylemiştim. Devam kitabı olan Parçalanmış Krallıklar için malesef bunu söyleyemeyeceğim :( Öncelikle şunu söylemem gerek; serinin geçtiği dünya ve olaylar oldukça derin ve bazen insanın kafasını karıştırıyor. Zaten ben de bu yüzden ilk kitabı okuduktan sonra ikinci kitaba geçmek için çok acele etmemiştim ve araya bir-iki kitap sıkıştırdıktan sonra seriye devam etme kararı almıştım. 

Her neyse, önce biraz kitaptan bahsedeyim daha sonra da neyini sevdiğimi, neyini sevmediğimi ve kitabı neden yarım bıraktığımı açıklayayım. *Bir kitabı yarım bırakmak pek huyum değildir ama inanın ki okumak için kendimi çok zorladım.*

Serinin ikinci kitabında ilk kitaptan farklı olarak daha önce hiç tanışmadığımız bir karakter ile karşılaşıp hikayeyi onun ağzından okuyoruz. Tahmin edebildiğim kadarıyla ilk kitapta olan olaylardan sonra yaklaşık bir 5-10 yıl geçmiş ve bu hikaye de o zaman başlamış sanıyorum. Kitabın farklı bir ana karakter tarafından anlatıldığını söylemiştim, ama bunun yanı sıra ilk kitaptaki önemli karakterlerle de bu kitapta karşılaşıyoruz. Yeine, Sieh gibi. Ama asıl karakterimiz kör bir kadın olan Oree Shoth. Oree kör olmasına rağmen etrafındaki sihirli varlıkları ve olayları görebiliyor. Yani tanrıları. Bu da onu hikayenin ileriki bölümlerinde önemli bir konuma getiriyor. Kitap, Oree'nin bir gün kendi çöplüğünde yarı ölü bir adam bulması ile başlıyor. Güneş gibi parlayan bir adam. Bu adamın kim olduğunu ilerleyen bölümlerde anlayacağız ve çok da tanıdık birisi olacak diyelim. Her neyse, bu olaydan sonra da Oree'nin yaşadığı yerde yani Gölgeşehir'de birbiri ardında tanrılar öldürülmeye başlanıyor ve bunun arkasında da kimin olduğunu kimse bilemiyor. 
Yeine Darr ve Oree Shoth
Bundan sonra da Oree'yi tanrılar ve faniler arasında geçen bir macera bekliyor. Kitaba başladığımda olayların yine ilk kitaptaki gibi Yeine'nin ağzından anlatılacağını düşünmüştüm, bu yüzden de Oree ile tanışınca biraz şaşırdım. Ama daha sonra onun hikayesini ve hayatını okuyunca kitaba karşı ısındım ve bir an kendimi olayaların akışına bıraktım diyebilirim. Ama daha sonra kitap ortalarında beni sıkmaya başladı ve kitabı okumak için neredeyse bir savaş verdim diyebilirim. Heyecanlı bir şeyler ha oldu ha olacak diye bekledim durdum ama hiçbir şey olmadı. Hep konuşma üstüne konuşma olarak devam ediyordu kitap. Bu yüzden de malesef kitabı 190. sayfalarda yarım bıraktım :'( Dediğim gibi bir kitabı yarım bırakmak huyum değildir ama bir yerden sonra daha fazla dayanamadım. Belki bunda hikayenin ve olayların geçtiği dünyanın çok derin olması belki de fazla karakterli bir kitap olması yüzünden ''bu kimdi, şu adam da nerden çıktı?'' diye düşünmekten kitabı okuyamaz hale geldiğim içindir.

Kitap nasıl devam ediyordur hiçbir fikrim yok. Belki ilerleyen bölümlerde güzelleşiyor ya da olaylar heyecan bulmaya başlıyordur bilemiyorum. Belki bir gün tekrar bir şans verebilirim bu kitaba, kimbilir ;)

Kısacası Parçalanmış Krallıklar, ilk kitabın sonundaki heyecandan sonra bende beklediğim etkiyi uyandıramadı ama ilk kitabı sevenlerin bir şans verebileceği bir kitap olabilir. Şimdilik bu kadar. Bu arada malesef Ekim geldi ve üniversite açılmak üzere, bu yüzden de önümüzdeki haftalarda ne kadar kitap okuyabilirim ya da okuyabilir miyim bilmiyorum ama okudukça yorumlarını yazmaya çalışacağım. Fırsat bulursam okuyacağım ilk kitap ise Uyumsuz serisinin son kitabı ''Yandaş''. Neyse çok uzattım, kendinize iyi bakın. Görüşürüz :D

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers