2 Ağustos 2013 Cuma

İnceleme:Duman ve Kemiğin Kızı || Laini Taylor


Öncelikle şunu söylemeliyim ki ben daha önce böyle harika bir konusu ve kurgusu olan bir kitap okumamıştım.Özellikle kitabın sonu muhteşemdi.Gerçekten harika bir kitaptı.Kitabın henüz okumayanlara şiddetle tavsiye ediyorum.Bir an önce bu kitabı alın ve okuyun yoksa çok şey kaybedersiniz.
Her neyse kitaptan biraz bahsedecek olursak;

Ana karakterimiz Karou uzun ve koyu mavi saçları olan 17 yaşında bir resim öğrencisidir.Her gün sırtında çizim çantası ile Prag sokaklarında dolaşan bu kız her ne kadar diğer insanlar gibi görünse de biraz gizemli bir yapıya sahip.Prag’ın karanlık ve büyülü sokaklarında hayatını sürdüren Karou’nun çoğu insanın ‘’hayal ürünü’’ diyebileceği bazı arkadaşları vardır.Bunlardan birisi belden aşağısı yılan,belden yukarısı kobra dişleri gibi sivri dişleri olan Issa adındaki arkadaşıdır.Ve tabii bir de Brimstone var.Kafasında harika koç boynuzları olan bu yaratık ise genellikle ‘’dilek işleriyle’’ uğraşmaktadır.Tüm bu yaratıklar her ne kadar insanların kafasında canavar veya iblis olarak yer olsalar da onlar kendilerine ‘’Kimera’’ demeyi tercih etmektedirler.
Karou ve Brimstone
Kitaba bu tarz ilginç arkadaşları olan Karou’nun bir o kadar ilginç hayatını okuyarak başlıyoruz.Ama bir gün Brimstone’un  Karou’ya vereceği yeni bir göre üzerine çağırılması ile Karou’nun gizemli ve ilginç dünyasına adım atıyoruz.

Görevi alması için Brimstone ile görüşmeye giden Karou’nun bir tür geçitten geçmesi gerekmektedir.Her seferinde yeri değişen bu geçit inanılmaz bir şekilde onu bu dünyadan olmadığını düşündüğü Brimstone’un dükkanına  götürmektedir.Dükkana geldiğinde ise Karou’ya yeni bir görev verilmiştir.Tüm bu görevlerde farklı çeşitlerdeki dişleri bulmak ve onları dükkana getirmek ile yükümlü olan Karou en sonki görevinde ilginç bir olay ile karşılaşır.Çünkü her görevinin sonunda geçit olarak kullandığı kapılarda bir el işareti dağlanmış olarak kapıda iz bırakmaktadır.

-Yazının burdan sonraki kısmı kitap hakkında SPOILER içermektedir!-

Bu işaretlerin ne olduğunu ve kim tarafından bırakıldığını bilmeyen Karou sadece şunu bilmektedir.Bunu yapan her kimse kaybolduğunda geçidin önünde bir tüy bırakmaktadır.Bir ‘’Melek’’ diye düşünmüştür Karou ilk olarak.Üstelik tam olarak yanıldığı da söylenemez.

Akiva
Daha sonra anlaşılıyor ki bu Melek,Karou’nun Kimeralar ile görüşmek için kullandığı geçitlerin her birini kendi eliyle dağlayarak yok etmiştir.Artık Karou tamamen ‘’dışarıda’’ kalmıştır ve diğerleriyle görüşebilmesinin bir yolu yoktur.Ve hepsinden de önemlisi Akiva adındaki bu Melek,Karou’yu aramaktadır.Daha sonra kendisini bulan bu Melek’ten bazı bilgiler öğrenecektir.Melekler ve Kimeraların birer düşman olduklarını ve bir savaşın eşiğinde olduklarını öğrenmesi gibi.

Hepsinden de önemlisi karşısında duran bu Melek gizliden gizliye Karou’ya karşı bazı hisler beslemeye başlamaktadır.Tıpkı Karou’nun da onun için hissettiği gibi.

İlerleyen bölümlerde Karou ve Akiva arasındaki düşmanlık aşka dönüşüyor ve her ne kadar yanlış olduklarını düşündükleri şeyi yapsalar da birbirlerine aşık olmalarına engel olamıyorlar.Tüm bunlar yaşanırken Akiva,Karou’ya onun kim olduğunu bildiğini söylüyor.Karou kendini bildiğinden beri kim olduğu konusunda hiçbir fikre sahip değildi.Ama şimdi karşında duran ve ona karşı bir şeyler hisseden Melek onun kim olduğunu bildiğini söylüyor.Evet,Karou artık uzun zamandır öğrenmek istediği sorunun cevabını bulmayı her şeyden çok istemektedir.

Bu arada şuna da değinmekte fayda var:Kitabın en sevdiğim kısımları Akiva bir zamanlar sevdiği Kimera kız olan Madrigal arasındaki aşkın anlatıldığı kısımlardı.Bu kısımlar kitaba oldukça renk katmış ve kitabı daha da çok sevmeme neden olmuştu.Ve kitapta geçmişe geri dönüş yapılıp Kimeralar hakkındaki bilinmeyenlerin anlatılması da kitabı sevmemde çok büyük katkı sağladı diyebilirim.Tüm bu geçmişe dönüşlerde Kimeralar arasında önemli bir yeri olan Brimstone hakkında da bilmediğimiz şeyleri öğrenmeye başlıyoruz.Brimstone topladığı tüm bu dişlerle Kimeraları tekrar hayata geri getirebilmektedir.Yaptığı bu sihir ile Kimera halkının Melekler karşısında yaptığı savaşlarda ölen askerleri tekrar canlandırarak kendi halkının üstünlüğünü sağlamaktadır.

Tüm bunlar yaşanırken Karou da kendi hakkındaki gerçeği öğrenmektedir.Karou aslında bir ‘’Geri Dönen’’dir.O Madrigal’in ta kendisiydi.Geçmişte Akiva ile yaşadığı aşk yüzünden idam edildiği sırada Brimstone onun ruhunu bir şekilde almayı başarmış  ve onu başka bir bedende başka bir dünyada Karou olarak hayata geri döndürmüştür.Artık Karou –Madrigal- ikinci kez karşısında duran bu Melek’e aşık olmuştur.

Kitabın sonunda ise Karou korkunç bir gerçekle karşılaşıyor.Kimeraların stratejisini öğrenen,onların ölen askeri tekrar canlandırdıklarını öğrenen Melekler her şeyi yok etmiştir.Hepsi ölmüştür.Artık Kimeralar yok olmuştur.
-SPOILER BİTTİ-

Kitabın konusunu çok beğendiğimi ve herkesin mutlaka okuması gerektiğini tekrar söylüyorum.Ve son olarak ta kitaba verdiğim puanı yazıyorum:


Kitaba 5 üzerinden +5 veriyorum :D



-YURTDIŞI KAPAKLARI-

Serinin 2. kitabının kapak tasarımı:


-TANITIM FİLMLERİ-


-ALINTILAR-


''Şeytanın ininde yere oturmuş tüylerle oynadığı günlerde masum ve küçük bir kızdı.Artık masum değildi ama bu konuda ne yapabileceğini de kestiremiyordu.Onun hayatıydı bu:Büyü,utanç,sırlar,dişler ve yüreğinin tam ortasında kesinlikle bir şeyleri kaybettiği duygusunu perçinleyen boşlık.''

''Dilekler sahtedir.Umut gerçektir.Umut,kendi sihrini yaratır.''

''Umut yoktu,sadece celladın baltası ve intikam vardı.Ve huzur da yoktu.Huzur hiç yoktu.İçindeki öfke bir çığlık gibi yükselirken,yumruklarını bastırdı.''

''Artık çok geç olduğu halde uzun zamandır istediğin bir şeye kavuşmaktan daha acı bir kader olabilir mi?''



0 yorum:

Yorum Gönder

 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers