17 Mart 2013 Pazar

Nemesis | Jo Nesbo - Kitap Yorumu

Evet,uzun bir aradan sonra yeni bir kitap yorumuyla tekrar karşınızdayım.Bugün size Jo Nesbo'nun Nemesis adlı kitaptan bahsedeceğim.Jo Nesbo'nun Nemesis adlı kitabı hakkında daha önce tanıtım yazısını ve kitabı nasıl edindiğimi blogta paylaşmıştım. Şimdi ise kitap hakkındaki ayrıntılı yorumumu paylaşıyorum.İşte burada:



Bir Cinayet Masası Dedektifi.Harry Hole.Harry tipik bir polis değildir aslında.O diğer polislerden biraz daha farklı.-En azından ben okurken böyle hissettim-Farklı çünkü olaylara bakış açısı,olayları takip edişi onu diğerlerinden ayıran en belirgin özelliklerinden bence.Her neyse hikayemizin ana karakteri olan Harry’i böyle birisi olarak canlandırdım ben kafamda.Şimdi kısaca kitabın konusuna değinecek olursak:


Bir banka soygunu sırasında banka görevlisi öldürülünce Cinayet Masasından Harry Hole bu vakaya dahil olur.Soyguncu paraları çantasına koyması için görevliye 25 saniye veriyor ve eğer bu süre içinde paraları alamazsa görevliyi vuracağını söylüyor.Ve öylede yapıyor.Buraya kadar her şey tipik bir banka soygununu andırıyor.Ama soyguncunun,banka görevlisi ile soygun sırasında olan iletişimi olaylara biraz farklılık katıyor.

Tüm bunlar olurken Harry bir gün eski kız arkadaşı tarafından akşam yemeğine davet edilir.Ama ters giden bir şeyler vardır.Yemeğin ertesi günü son 12 saatte neler olup bittiğini hatırlayamaz ve ertesi gün eski sevgilisi Anna Bethsen evinde ölü bulunur.Bu Harry’i bir numaralı cinayet zanlısı yapmaya yetecek bir nedendir.

Çok geçmeden Harry kimliğini bilmediği birisinden gizli e-postalar almaya başlar.Bu kişi tüm bu olanlardan haberdardır ve şimdi Harry’i tehtid etmektedir.

Harry içinden çıkılmaz bir duruma düşmüştür.Artık hem banka soyguncusunun kim olduğunu bulmalı hem sevgilisi Anna’nın ölümünü araştırmalı hem de kendisine gelen tuhaf e-postaların kimden ve neden gönderildiklerini bulmalıdır.

Evet kitabın konusu kısaca böyle.Konu bakımından ilginç bir konusu var.Olaylarda birden fazla olunca bazen insan olayları takip edemeyip karıştırabiliyor.’’Bu karakter hangisiydi? Bu bölümde ne olmuştu da olaylar böyle gelişmişti?’’ tarzı sorular sormaya başlıyorsunuz dolayısıyla.Ama bence bu sorgulama ve kafakarışıklıklarının bir nedeni de serinin ilk kitaplarını takip etmeden seriye dördüncü kitap ile başlamak olacaktır.Her ne kadar olayları az çok anlasamda,arada –daha önceki kitaplarda olduğunu düşüdüğüm olaylar yüzünden- kafam karışmıştı doğrusu.

İlk başlarda kitabı gerçekten sıkılarak ve bir an önce bitsinde yarım bırakmayayım diye okumuştum.Ama daha sonra olaylar gelişmeye,heyecanlanmaya başladığında ''Bu kitaptan güzel bir şeyler çıkacak gibi gözüküyor.'' dedim kendi kendime.Kitabın sonlarına gelmeden önce kitaba 3 Puan vermeyi düşünsem de kitabın sonunda olayların güzel ve mantıklı bir şekilde birbirine bağlanması ve az da olsa şaşırdığım yerlerin olmasından dolaya kitap bittiktek sonra kitaba 4 Puan vermeye karar verdim.

Kısacası fena bir kitap değildi.Eminim ki seriyi başından itibaren okusaydım daha fazla zevk alıp sevecektim kitabı.Ama böylede fena değildi.Polisiye kitap okumak ve çok aşırı beklentileri olmadan okuyanlar için güzel bir kitap olacaktır diyebilirim.

Şimdilik bu kadar.Başka bir kitap yorumunda görüşmek üzere…


Ayrıca Mai Kalem'in Instagram hesabında da paylaştığım kitaptan bir alıntıya da aşağıdan ulaşabilirsiniz:
Mai Kalem'in Instagram Hesabı için: ###




0 yorum:

Yorum Gönder

 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers