''Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın ve Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü''
Kitap:Aynı Yıldızın Altında
Yazar:John Green
Yayınevi:Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı:320
Tür:Yetişkin-Romans
Puan:4/5
Puan:4/5
On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace'in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün son bölümünü çoktan kaleme almıştır.
Fakat Augustus Waters isimli yakışıklı bir sürpriz karakter, Kanserli Çocuklar İçin Destek Grubu'nda boy gösterince Hazel'ın hayatı bambaşka bir yöne sapar ve bu zeki çocuğun çekimine karşı koyamayan kızın öyküsü yeniden yazılır...
-Yorum-
Bu kitabı uzuuuun
zamandır okumak istiyordum. Kitap çıktığında internette hakkında birçok yorum
okudum ama bir türlü kitabı alıp okuyamadım. Bugüne kısmetmiş. Öncelikle
kitabın ciltli olmasından bahsedeyim. Sanırım kitaplığımdaki ilk "gerçek
anlamda ciltli" kitap oldu Aynı Yıldızın Altında. Ciltli ile ciltsiz
arasındaki kalmış bir kitabım olduğu için böyle diyorum :D Örneğin Deliryum.
Her neyse
kitaptan bahsedecek olursam; kitabın ana karakteri ve anlatıcısı olan Hazel
Grace 16 yaşında ve ciğerlerindeki bir hastalık yüzünden kanser tedavisi gören
bir kızdır. Hastalığı yüzünden sürekli yanında bir oksijen tüpü ile
gezmektedir. Yaşadığı hayatı kitaplar,filmler ve kanser tedavilerinin gittiği
bir destek grubu arasında geçmektedir. Yani anlayacağınız hayatı oldukça
monotondur. Ama hastalığı yüzünden karamsar bir yapıda değil, aksine yer yer
hastalığı ve ölüm hakkında dalga geçebilen birisidir Hazel. Bir gün gittiği
destek grubunda Augustus Waters adında bir çocuk ile tanışır ve uzun zaman
sonra aşkı tekrar hissetmeye başlar. Tanıştığı bu adam onun gibi kanser ve
hastalıkları umursamayan ve onun kafa dengi birisidir. Kısa sürede birbirlerine
aşık olurlar.
Açıkçası şunu
söylemem gerek Hazel ve Augustus çiftini birbirlerine çok yakıştırdım. Ve kitap
her ne kadar Hazel'in ağzından anlatılsa da,onun hakkında daha fazla şey bilsek
de ben Augustus karakterine daha fazla ısındım. Hayata bakış tarzı ve esprileri
çok hoşuma gitti. Kitap gerçekten güzel başladı ve bence sonu da kitaba uygun
bir şekilde bitti. Kitabı bitirince Augustus'a daha da bir ısındım. Kitabın
sevdiğim kısımları dışında sevmediğim bazı kısımları da oldu tabi. Gerçi
"sevmediğim kısmı" desem daha doğru olur. Çünkü sadece bir kısımdan
pek hazetmedim diyebilirim. O da çiftin bir roman yazarını bulmak için
Amsterdam'a gittikleri kısımdı. Bilmiyorum belki de bana öyle gelmiştir ama o
kısımları biraz gereksiz buldum ve açıkçası biraz sıkıldım.
Ama bunun dışında
kitap gerçekten "hoş"tu. Bitirince hissettiğim şeyi ancak böyle
açıklayabilirim sanırım. Yazarın kullandığı dilden de bahsetmem gerekirse; John
Green oldukça sade ve akıcı bir dil kullanarak hayata bakışımızı ve bundan
sonra bazı şeyleri daha farklı düşünebilmemizi sağlayabilecek şeyler yazmış.
Aynı Yıldızında Altında benim okuduğum ilk John Green kitabıydı ve bu kitaptan
sonra yazarın çıkan diğer üç kitabını da okumak istiyorum. Yani demem o ki siz
siz olun John Green okumaya devam edin. -Çok iddialı olmamıştır umarım- ;)
Bende geçen hafta okudum kitabı.Karakterler ve konuşmaları çok eğlenceliydi. Ama yurtdışı seyahatleri neredeyse tam bir fiyaskoydu.Özellikle yazarla buluşmaları. Bence bu buluşmayı anlamlı kılacak birşeyler eksik kaldı.Ne bileyim, Anna ya dair daha elle tutulur bilgiler edinebilirlerdi, Anna nın yazarın kızı olduğunu orada öğrenebilirlerdi.
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum,biraz daha anlamlı kılacak şeyler olsaydı o kısımda eminim ki kitap benden tam puan alabilirdi :)
SilOkurken salya sümük gittiğim bir kitap. Ama aynen Amsterdam kısmı birazcık şeydi. Onun dışında çok iyi bir kitaptı. ^^
YanıtlaSilBenimde ilk John Green kitabım olmasına rağmen diğer kitaplarını gözüm kapalı alırım artık. Tabii bunda tüm kitaplarının ciltli olmasının da etkili olduğunu söyleyebilirim :)
YanıtlaSilBu arada seni mimledim :))