Kitap:Kaplan Laneti
Yazar:Colleen Houck
Yayınevi:Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı:440
Tür:Macera
Puan:4/5
"Ölmek üzereydim. Biliyordum. En azından artnmıyordu. Sadece, onu sevdiğimi söylemek istiyordum.Ama sonra birden karanlık beni ele geçirdi…"
"Tatlı bir aşk hikâyesi ve kalbinizi sıkıştıracak bir macera. Daha ilk birkaç sayfada kendimi çığlık çığlığa tırnaklarımı yerken buldum. Kısacası, Kaplan Laneti sihirli!"-Becca Fitzpatrick New York Times çoksatarı yazar-
Merhaba! Uzun zamandır bizim ve çoğu kişinin merak ettiği bir kitap ile karşınızdayız. Ve nasip oldu ki bu kitaba bir blog tur düzenledik. Hangi kitaptan mı bahsediyorum? Tabi ki Kaplan Laneti kitabından. Gerek kapak tasarımı ile gerek ise konusu ile çoğu kişinin ilgisini çekmişti bu kitap. Biz de Canavarlar ekibi olarak keyif alarak okuduk ve size güzel bir tur hazırlamaya çalıştık. Tüm bunları neden mi anlatıyorum, aslında ben de bilmiyorum sanırım direkt kitap yorumu ile başlamamak için biraz muhabbet etmek istedim :D
Her neyse gelelim kitabın konusuna ve yorumuma. Her ne kadar elimden geldiğince güzel ve yerinde bir yorum yazmaya çalışacak olsam da mutlaka unutacağım veya atlayacağım kısımlar olacaktır. Şimdiden kusura bakmayın.
-Yorum-
Kitap yıllar önce yaşanan abi-kardeş arasındaki bir ihanetin ve bu ihanetin sonucunda da gerçekleşen bir lanetin anlatılması ile başlıyor. Daha sonra günümüz zamanına dönüyoruz ve ana karakterimiz olan Kelsey Hayes ile tanışıyoruz. Kelsey koruyucu ailesi ile birlikte yaşayan birisidir. Onlara çok fazla yük olmamak için ve biraz da kendi ayakları üzerinde durabileceğini kanıtlamak için iş aramaya başlıyor. Daha sonra da bir sirkte kendine uygun olduğunu düşündüğü bir iş buluyor. Bu işteki görevleri etrafı temizlemek ve getir-götür işleri olsa da asıl görevi Dhiren adındaki beyaz tüylü mavi gözlü kaplan ile ilgilenmek ve onun bakımını yapmaktır.
Çalıştığı ilk günlerde kaplan ile yakın bir bağ kuran Kelsey bir süreliğine kendine sessiz bir sırdaş bulduğunu düşünse de daha sonra kendisini bir Hindistan macerasında bulacaktır. Çünkü sirkin sahibi kaplanı Hindistan'daki bir adama satmıştır ve kaplan ile aralarındaki yakın ilişkiyi gören ve kaplana bakabilecek en iyi kişinin Kelsey olacağını düşünen adam yolculuk sırasında onlara eşlik etmesini ve kaplan ilgilenmesini ister. İşte bundan sonra Kelsey hikayenin bilinmeyen taraflarını yavaş yavaş öğrenmeye başlar. Yüzyıllardır bir lanet yüzünden kaplan olarak yaşamak zorunda kalmış bir Hint Prensi de bu hikayenin bilinmeyenlerindendir. Ve tahmin edileceği üzere Kaplan Dhiren ile yakın olan Kelsey bir süre sonra bu kaplanın içindeki adam olan Ren'e karşı da bir takım hisler beslemeye başlar.
Hikayenin giriş kısımlarındaki bazı yerlerin biraz fazla hızlı ilerlediği düşündüğüm olmuştu. Mesela karşısına bir iş fırsatı çıkmış olsa da Kelsey'nin doğru düzgün düşünmeden dünyanın bir ucuna gitmeyi kabul etmesi, hem de tanımadığı bir adamın yanında. Neyse işte bunlardan sonra Kelsey kendisinin, Ren ve lanetlenen diğer kardeş olan Kishan için ne kadar önem arz ettiğini anlıyor. Çünkü Kelsey ''Durga'nın Seçilmişi'' dir. Yani kardeşler üzerindeki laneti kaldırabilecek tek kişi. Bundan sonra da Kelsey ve Ren'in Hint mitolojisindeki canavarlarla, büyülü mekanlarla, mitolojik nesnelerle ve Hint tanrıları ile olan maceralarına başlıyoruz.
Kitap benim için aksiyonu yerindeydi, hatta bazı
yerlerde fazla yerindeydi diyebilirim. Okurken ''ne oluyor bu kitaba iyice Indiana Jones'a bağladı'' dediğim yerler de olmuştu yani. Ama onun dışında Hint mitleri hoşuma gitti, Hint efsaneleri hakkında anlatılar hikayeler de ilgi çekiciydi. Sevmediğim kısımlarını söyleyecek olursam ilk sırada kesinlikle yazım hataları yer alır. Çünkü kitapta, bana göre haddinden fazla yazım hatası vardı ve okurken rahatsız ediyordu. Bunun dışında bizim Canavarlar'dan Betül'ün yorumunu okuyunca şunu da fark ettim, Kishan karakterinin kitapta küçük kardeş olmasına rağmen çeviride Ren'in ağabeyi olarak çevirildiğini görünce ben de bir an ne oluyor moduna girmiştim itiraf edeyim.
Beğenmediğim son şey ise neredeyse her kitapta gördüğümüz aşıkların kavuşamaması olayı. Burada hatanın biraz da, hatta fazlasıyla Kelsey'de olduğunu düşünüyorum. Sen adamı seviyorsun, adam seni seviyor ne diye birlikte olmuyorsunuz da dramatik olaylar yaratıyorsunuz anlamadım. Neyse siz bana bakmayın tüm bunlara rağmen Kaplan Laneti sevdiğim bir kitap oldu. Aşkı, macerası, mitolojisi ile keyif aldığım bir kitaptı. Devam kitabını merak ediyorum. Umarım Artemis arayı uzatmaz da ikinci kitabı erken çıkarır. Evet, benden bu kadar. Umarım fikir edinmek isteyenler için kullanışlı bir yorum olmuştur. Şimdilik kaçıyorum başka bir yorumda görüşmek üzere kendinize iyi bakın. :)
0 yorum:
Yorum Gönder