"Day bir efsane. June ise bir deha.
Peki, kim Şampiyon olacak?"
Kitap:Şampiyon
Yazar:Marie Lu
Yayınevi:Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı:354
Tür:Distopya
June ile Day, Cumhuriyet halkı ve birbirleri için çok fazla fedakârlıkta bulunmuşlardır. Şimdi vatanları bir dönüm noktasındayken June bir kez daha Cumhuriyet'in gözüne girmiş ve hükümetin seçkin çevresinde bir Princeps adayı olarak hizmet vermeye başlamıştır. Day de yüksek rütbeli bir asker olmuştur. Bir barış antlaşması yürürlüğe girmek üzereyken ortaya çıkan ölümcül bir salgın, Koloniler arasında paniğe yol açmış ve Cumhuriyet'in sınır kentlerini savaş tehdidi sarmıştır. Sadece June bu tehdide karşı ülkesini nasıl savunacağını bilmektedir. Ancak binlerce insanın hayatını kurtarabilmeleri için sevdiği tek erkekten, her şeyini feda etmesini istemek zorundadır. Marie Lu'nun heyecan dolu, macera ve gerilim yüklü üçlemesi şaşırtıcı bir finalle sonlanıyor…
"Sınırları zorlayan bir seri, çoksatan olmayı kesinlikle hak ediyor."-Barnes and Noble-
"Yaratıcı detaylarla işlenmiş, macera dolu bir aşk hikâyesi." -The Los Angeles Times-
-Yorum-
Merhaba! Hatırlarsanız geçen hafta blogta bir etkinlik
kapsamında Marie Lu’nun yazdığı Efsane serisini inceleyeceğimizi söylemiştim.
Ve serinin ikinci kitabı olan Deha’nın yorumunu da blogta paylaşmıştım. Bugün
de serinin final kitabı Şampiyon’u yorumlayacağım. Yorumlayacağım ama nasıl
yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok. Ama her şeyden önce şunu söylemem
gerekiyor diye düşünüyorum. Şampiyon benim okuduğum en güzel final
kitaplarından birisiydi. Bu yorumu kitabı bitirdikten 10 dk sonra yazmaya
başladığım için belki hala fazlasıyla kitabın etkisinde olabilirim ama çok
güzeldi gerçekten. Uzun zamandır böyle tatmin edici bir son okumamıştım. Artık
Efsane serisini de favori distopya serilerim arasına rahatlıkla ekleyebilirim
;)
Serinin geneli için, hep daha iyiye doğru ilerleyen bir
üçleme diyebilirim. Çünkü Deha’yı okuduktan sonra “hee bu harbi harbi
Efsane’den daha iyiydi” demiştim, şimdi Şampiyon’u bitirdim ve “yok yok
Şampiyon en iyisiydi” diyorum kendi kendime. Yani demek istediğim bana göre
yazar her kitap bir öncekinden daha iyi bir başarı yakaladı.
Her neyse biraz kitabın konusundan da bahsedeyim. Ama
başlamadan da yine uyarayım, bu yorum serinin önceki kitapları hakkında ufak da
olsa spoiler içerebilir ona göre ;)
Bildiğiniz gibi Deha’nın sonunda Day ve June hangi tarafta
olmaları gerektiğini tam olarak kestiremedikleri, kimin iyi kimin aslında kötü
taraf olduğunu anlayamadıkları bir durumdaydı. Ve finali de ikisinin arasındaki
aşkın bu dünyada mümkün olamayacağını düşündükleri bir yerde yapmışlardı.
Şampiyon’da ise taraflar artık gerçek anlamda belirli olmaya başlıyor. Yani
uzun zamandır beklenen savaş artık sinyallerini vermeye başlıyor. Çünkü
Koloniler, artık Cumhuriyet’e savaş ilan etmiş durumda! Bunun nedeni olarak da
Day’in küçük kardeşi Eden’ın bir zamanlar Cumhuriyet’in biyolojik deneylerinde
denek olarak kullanıldıığı zamanlarda Kolonilere bir virüs yaymış olduğunu
düşünmeleri. Ve bu virüsün de Koloniler halkına bulaştığını ileri sürmeleri. Bu
yüzden de Koloniler, virüsün tedavisini bulup onlara vermedikleri sürece yakın
bir zamanda yeni müttefikleri Afrika ile birlikte Cumhuriyet’e savaş
açacaklarını bildiriyor.
Deha yorumumda da söylemiştim, artık Efsane üçlemesinin
geçtiği dünyayı ve Cumhuriyet’in bu dünyadaki yerini daha iyi anlamaya
başlıyoruz diye. Şampiyon’da da artık bunu resmen görüyoruz. Yani Cumhuriyet’ın
aslında her zaman anlatıldığı kadar güçlü bir devlet olmadığını, hatta diğer
dünya devletleri arasında ayakta kalmak için zorla mücadele vermeye çalıştığı
bir dönemde olduğunu görüyoruz. İşte bu yüzden de Cumhuriyet, yanlarındaki
Afrika desteği ile Koloniler’i yenmenin mümkün olmayacağını başından beri
biliyor. Bu yüzden de ellerindeki tek şeyi kullanmak zorundalar. Eden’ı tekrar
deneylerinde kullanıp bir tedavi bulmak ve bu tedaviyi Koloniler’e verip
savaşın çıkmasını engellemek.
Ama bunu yapmak için önlerinde büyük bir engel var. Day gibi
bir engel. Buradan sonra da kitapta artık kendi ülkesi tarafından şu zamana
kadar hiçbir fayda görmemiş ve ailesinin çoğunu bu devlet yüzünden kaybetmiş
Day’in, ailesinden geriye kalan son kişiyi yine ona hiçbir yardımı olmayan
ülkesi için tekrar feda edip etmeyeceğine karar verdiği bölümleri okuyoruz.
Konu genel olarak bu şekilde ama konunun dışında final kitabında yeni karakter
gelişimlerinin, yeni fedakarlıkların ve yeni bir savaşın anlatıldığı bölümleri
de okuyoruz.
Ben bu karakter gelişimleri arasında en çok Day ve Tess’in
gelişimlerini sevdim. Tess’in dönüştüğü yeni kişiliğini ve kendi hayatındaki
yolunu bulduğu kısımı, Day’in de Cumhuriyet ve de halk için nasıl önemli bir
kişilik ve sembol haline geldiği kısımları okumak çok tatmin ediciydi. Aslında
yorumu yazmadan önce bahsetmek istediğim daha birçok şey vardı ama şuan hiçbiri
aklıma gelmiyor. O yüzden kitabın son kısmı hakkında düşüncelerimden de
bahsedip bitireceğim.
Bana göre kitabın son bölümü muhteşemdi! Okuduğum en iyi
final bölümlerinden birisi, hatta en iyisiydi diyebilirim. Çok duygu yüklü ve
biraz da buruk bir bölümdü. Çünkü bir yandan karakterlerin ilk kitaptan
itibaren nereye kadar geldiğini, neler yaşadığını ve neleri feda ettiğini
düşünüyorsunuz, bir yandan da artık o malum sona geldiğinizi, seriye veda
etmeniz gerektiğini ve biraz sonra okuyacağınız son sayfalardan sonra o
dünyadan tamamen kopacağınızı düşündüğünüz için de biraz burukluk yaşıyorsunuz.
Ama dediğim gibi belki kitabın hala çok fazla etkisinde olduğum için böyle
geliyor olabilir ama bana göre çok güzel ve duygu yüklü, okurken çok keyif
aldığım bir finaldi benim için.
Evet bir seriyi daha bitirdim ve bu seri, Efsane serisi
bende ayrı bir yere sahip oldu. Yorumun başında da dediğim gibi favori distopya
serilerim arasında artık bu seri. Umarım siz de genel olarak tüm seriden ve de
final kitabındaki o finalden memnun kalırsınız. Şimdilik benim diyeceklerim bu
kadar, unuttuğum kısımlar vardır tabiki ama artık o kadar da olacak :D
Kendinize iyi bakın, hoşçakalın!
Bu tarz hikayeleri seviyorum aklımda kalsın ;)
YanıtlaSilEn son Dehayı bitirip yorumunu okuyup yorum bıraktıktan sonra şimdi Şampiyonu bitirip yorumunu okuyup yorum bırakacağım.
YanıtlaSil-feci SPOILER var kitabı okuyacak olan okumasın-
5 dakika önce bitirdim kitabı ve... ve... çok garip duygular içersindeyim, bu duygular içinde yoğun olanı burukluk sanırım. Kitap gerçekten mükemmeldi. Yazar aşkı, savaşı, hüzünü harika şekilde harmanlayıp sunmuş okuyucuya. Aslında ben Deha'yı bitirdikten sonra gaza gelip tumblrda "prodigy, prodigy quotes, prodigy photos" şeklinde aramalar yapmıştım. Salak kafam. Ve 3 dakikaya kalmadan kitabın son repliğini gördüm. O 3 kelime ile resmen tüm kitabın özetini çıkardım kafamda ve tahmin ettiğim gibi de oldu. Favori distopya serim olacak kitabın sonunu görmek... Neyse hüznümü yeterince kustuğumu duşünüyorum :D Beni en çok hayrete düşüren bölüm aradan "10 yıl" geçmiş olmasıydı. Sesli bi' oha çekip oyle devam ettim kitaba. -o sürede Ollie de rahmetlik olmuş çok üzüldüm r.i.p Ollie-
Seriyi sevmemdeki en büyük etken de yazarın aksiyon bölümlerini okuyucuya çok doğru şekilde yansıtmasıydı. Genellikle aksiyonlu bölümlerde kafam hafiften bi karışır 'noldu şimdi ya' gibi tepkiler veririm. Ama bu üclemede öyle bişey yaşamadığım için çok mutluyum.
Kitabın sonu güzel miydi... evet çok güzeldi hatta uzun zamandır bu kadar güzel bir son okumamıştım ama.-sanırım seriden kopamadığımdan- tatmin olamadım. Day'in June ile olan yeni ilişkisini az daha olsa okumak istedim. Biraz açgözlü bi' okuyucuyum sanırım :) Her şeye rağmen kitap bana son cumleyi bi' tebessümle okuttuysa, o kitap olmuştur ya :')
Güzel bir 'efsane' de böylece sona ermiş oldu... Film hakları satın alınmış, 2 seneye kalmaz film çıkar diye düşünüyorum. O zaman geldiğinde kesinlikle yeniden okuyup filmine öyle gideceğim bi' seri.
Seriye yakışır bir yorum olmuş, eline sağlık. Dediklerine kesinlikle katılıyorum! :D
Sil