10 Haziran 2015 Çarşamba

Yorum: Deha | Marie Lu

"Gerçekler Hiç Bu Kadar Tehlikeli Olmamıştı!"

Kitap:Deha
Yazar:Marie Lu
Yayınevi:Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı:360
Tür:Distopya
Ustaca Tasarlanmış Bir Dünya, Siyasi Oyunlar Ve Bir Entrika Ağı… Efsane'nin Nefes Kesici Devam Kitabı
June ile Day'in yaralı bir halde Cumhuriyet'ten firar etmelerinin üzerinden yedi gün geçmiştir. Bu sırada en akla gelmeyecek şey gerçekleşir: Seçmen Primo ölür ve yerini oğlu Anden alır. Cumhuriyet kaçınılmaz bir şekilde kaosa sürüklenirken ikili, Day'in erkek kardeşini kurtarmak ve onları Koloniler'e götürmek için yardım etmeye gönüllü bir grup Vatansever isyancıyla güçlerini birleştirir. Ancak Vatanseverlerin bir talebi vardır: June ve Day yeni Seçmen'e suikast düzenlemelidir.Bu eylem, uluslarına değişimi getirmek ve çok uzun süredir susturulan bir halka sesini geri kazandırmak için ellerindeki tek şanstır. Ancak June bu yeni Seçmen'in, babasına hiç benzemediğini fark ederek kararsızlığa düşer. Ya Anden yeni bir başlangıcın anahtarıysa ve Vatanseverler yanılıyorsa? Ya devrim yolu kayıp vermekten, intikam almaktan ve kan dökmekten geçmiyorsa?
"Bir başyapıt." -The Los Angeles Times-
"Bu kitabı bir oturuşta bitireceksiniz, o yüzden takviminizde yer açın. Çok etkileneceksiniz…" -The New York Journal- 

-Yorum-
Merhaba! Nasılsınız? Yaz geliyor, heyecanlı olan var mı? Benim finallerim bitti ve hemen kendimi yaz havasına kaptırdım diyebilirim. Henüz kitap okuma alışkanlığımı düzene sokabilmiş değilim ama onu da yavaş yavaş halledeceğim umarım. Bu yaz okumak istediğim bir sürü kitap var umarım elimden geldiği kadarını okuyabilirim. Kitap okuma alışkanlığımı henüz düzene sokamadım dedim ama hiç kitap okumamış da değilim. Bugün de bu okuduğum kitaplardan birisinden bahsedeceğim. Bir etkinlik kapsamında Marie Lu’nun yazdığı Efsane serisini inceleyeceğiz. Daha doğrusu bir ekip tarafından düzenleniyordu bu etkinlik, daha sonra benden de katılmamı rica ettiler ben de seve seve katıldım. Onlara da tekrardan teşekkür ederim beni davet ettikleri için. :)

Dediğim gibi Efsane serisini yorumlayacağız ama tüm seriyi bir yorumda değil de her kitap için ayrı bir yorum yapmaya karar verdik. Ben serinin ilk kitabı Efsane’yi 4-5 ay önce okuyup bloğumda yorumlamıştım. O yüzden tekrar yayınlamayacağım  ama yorumu okumak isteyen varsa eğer aranızda buradan ulaşabilir.

Bugün bahsedeceğim kitap olan Deha’ya gelecek olursam; Deha benim seri içinde en sevdiğim kapak tasarımına sahip olan kitap. Kapaktakı o kuş motifini gerçekten çok sevdim. Ve Deha şimdilik serideki favori kitabım diyebilirim sanırım. Henüz serinin son kitabı Şampiyon’u okumadığım için bunu söylüyorum yalnız. Belli mi olur belki Şampiyon’dan sonra favori kitabım değişir ;)

Deha’yı ben Efsane’den birazcık daha fazla sevdim sanırım. Olaylar daha da bir heyecan kazandı ve kitabın geçtiği dünyanın nasıl bir yer olduğunu daha iyi anladığımı düşünüyorum bu kitapta. Hatırlarsanız ilk kitap June ve Day’ın yaralı bir halde Cumhuriyet’ten kaçmaları ile son bulmuştu. Deha ise bu olaydan yedi gün sonrasını anlatarak başlıyor. Onlar henüz kaçışlarının şoklarını atlatmaya ve yeni bir plan kurmaya çalışırken, benim olacağını hiç düşünmediğim ve hikayenin böyle bir yöne doğru ilerleyeceğini kestiremediğim bir şey oluyor. Cumhuriyet’in Seçmen Primo’su  ölüyor ve onun yerini oğlu Anden alıyor. Böylece de hikayeye yeni ve önemli bir karakter daha dahil oluyor.
 
Cumhuriyet’ten kaçışlarından sonra bir grup Vatansever’in desteğine sığınan June ve Day’in artık bir amaçları vardır. Arkalarında Vatanseverler’in yardımı ile Day, erkek kardeşini geri almak için tekrar Cumhuriyet’e karşı gelecektir. Ama Vatanseverlerin bir talebi vardır. Onlardan Cumhuriyet’İn yeni Seçmen’ine suikast düzenlemerini istemektedirler.

Ve artık bir tarafta Cumhuriyetin yeni Seçmen’i Anden’ı öldürüp yeni ve yaşanılır bir ülke kurmak isteyen Day varken diğer tarafta da Anden’ın babası gibi bir adam olmadığını, onun Cumhuriyet ve de halk için doğru kişi olabileceğini düşünen June vardır. Bundan sonra da June ve Day’in bu devrimin arkasındaki şeylerin gerçek mi olduğunu yoksa onlara söylenmeyen şeylerin de olup olmadığını anlamaya çalıştıkları, birbirlerine olan aşklarının bu dünyada hala mümkün olup olmadığını öğrenmeye çalıştıkları bölümleri okuyoruz.

Ve de en önemli şeylerden birisi olan karakter gelişimlerine tanık oluyoruz ki ben Day’ın bu kitaptaki gelişimine; ne istediğini bilen, yaptıklarını doğru ve sağlam amaçlar uğruna yapan, her şeye rağmen bana göre sapasağlam bir karakter haline geldiği bölümleri çok sevdim.

Bunların dışında yorumun başında da söylemiştim, bu dünya hakkında daha fazla şey öğrenmeye başlıyoruz Deha’da. Cumhuriyet’in dünyadaki asıl konumunu ve söylendiği kadar güçlü olup olmadığını öğreniyoruz. Bu bilgilerin de serinin son kitabında karşımıza çıkacağını düşünüyorum ben. Kitapta beni sıkıntıya düşüren kısımlar ise ilk kitabı okumamın üzerinden biraz zaman geçtiği için Deha’ya başladığımda çok adapte olamamam ve kitabın bazı bölümlerindeki Vatanseverler ve Koloniler Bölgeleri’ni anlatırken yazarın kullandığı betimlemeler oldu. Bilmiyorum belki benim o aralar kafam biraz dağınık olmuş olabilir ama o kısımları kafamda çok rahat canlandıramadım diyebilirim.

Kitabın sonu ise yine devam kitabına dair bir merak unsuru bırakarak bitti. Ben kitabı okurken ana karakterlerden birisine bir şey olacağını ve bunu kitabın son sayfalarında yazarın bize söyleyeceğini düşünüyordum. Öyle de oldu zaten ama benim düşündüğüm karaktere olmadı bu. Yani kitap boyunca hep o, bu tarz sinyaller vermişti ama yazar orada bir ters köşe yaptı diyebilirim sanırım. 

Her neyse genel olarak ben sevdim gerçekten Deha’yı, hatta Efsane’den biraz daha çok sevdim. Özellkle Day karakteri bu kitabı sevmemde çok fazla etkili oldu. Umarım final kitabı da beklentimi karşılar. Şimdilik benden bu kadar, birkaç gün sonra Şampiyon’un yorumu ile görüşene kadar kendinize iyi bakın! Yazın tadını çıkarın ;)


2 yorum:

  1. -Deha spoiler içerikli yorum.-

    Kesinlikle yazar çok fena ters köşe yaptı okuyucuya.Baş dönmeleri, ateşlenmeler falan... 2. bir Tris şoku yaşamak istemiyorum, gerçekten.
    Kız karakterlere genelde çok zor alışan biri olarak June'u çok sevdim. Çok aklı başında, ne yaptığını bilen bi' karakter. Ajan olmasından kaynaklanan detaycılığı da beni sıkması gerekirken çok hoşuma gitti. Fakat kitabın sonunu tam kavrayamadım ben (utanarak söylüyorum). June'un Day'i öpmesi bir veda mıydı yoksa princepslikten vazgeçmesinin bir kanıtı mıydı? Çünkü son sözleri Day'den hiç vazgeçmiş gibi değildi.
    Bir de Anden var. Bu 2. erkek karakterlere olan zaafım ne olacak bilmiyorum. Melez Sözleşmelerinde de aynısı olmuştu şuan da öyle oluyor. O kadar ki Day ölse de Anden ile olsa diye de düşünmüştüm ama hemen düşüncelerimi kafamdan attım çünkü Day'i de çok seviyorum -iyi ki June değilim-
    Yorum yaptıkca seriyi aslında ne kadar çok sevdiğimin farkına vardım. Galiba tek sevmediğim şey karakterlerin yaşlarının çok küçük olması. Şöyle bi' 18 falan olsalardı tadından yenmezdi kitap ama bende okurken 18 gibi düşünüp okuyorum.
    Şimdiii sıra Şampiyon'da, umarım o da 1. ve 2. kitap kadar başarılı olur ve Efsane serisi gönlüme taht kurar. Ben serinin diğer kitaplarında yaptığım gibi yine arka kapağı okumadan başlayacağım. Olayların gidiş yolunu bilmeden okumak daha keyifli oluyor (Bkz. Seçmen Primo öldüğünde yaşadığım şok). Umarım ölümlü bir son bizi beklemiyordur. Herkese iyi okumalar!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana göre Deha'nın sonu bir veda "gibiydi". Yani Day ve June aralarındaki ilişkinin yaşadıkları dünyada mümkün olmadığını bildikleri halde birbirlerinden vazgeçmeye henüz hazır değillerdi.

      Bu arada evet karakterlerin yaşlarındaki sıkıntıyı ben de yaşadım ve ben de okurken sürekli daha büyük hayal ederek okudum karakterleri.

      Yorumun için de teşekkür ederim. Sana da keyifli okumalar! ;)

      Sil

 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers