8 Ocak 2015 Perşembe

Yorum: Marslı | Andy Weir

"O dünyanın en ünlü adamı. Sorun şu ki dünyada değil! "

Kitap:Marslı
Yazar:Andy Weir
Yayınevi:İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı:416
Tür:Bilimkurgu
Puan:4/5
Goodreads okurlarına göre 2014'ün En İyİ Bilimkurgu Romanı! Altı gün önce, Mark Watney Mars'a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.
"Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye sahip."-Hugh Howey, Wool serisinin yazarı-
"Sürükleyici… Defoe'nun Robinson Crusoe'su sanki daha zeki biri tarafından yazılmış gibi."-Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya romanının yazarı-
"Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği türden."-John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus ödüllü yazarı-

-Yorum- 
Heyyy, merhaba! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Biliyorum oldukça uzuuuun bir zamandır blogla ilgilenmiyorum. Bunun nedenleri arasında tabi ki finaller var :( Onun dışında zaten bu aralar çok fazla kitap okuyamıyorum. Hatta hiç kitap okuyamıyorum desem yalan olmaz sanırım. Son zamanlarda okuduklarıma da yorum yazmak zor geldiği için youtube üzerinden yorum yapmaya çalıştım. Ama artık buna da bir dur demenin zamanı geldi ve hem blogla ilgilenmemin hem de eski okuma alışkanlığıma geri dönmemin zamanı geldi! Evet Marslı kitabı da bu eski okuma alışkanlığıma dönmeme oldukça yardımcı oldu. 

Bildiğiniz gibi Marslı kitabı bizde çıktığı zaman oldukça ilgi gördü ve kitap bence çok iyi tanıtıldı, zaten bunun dışında da Andy Weir'ın yazdığı bu kitap Goodreads'te 2014 Yılının En İyi Bilimkurgu Kitabı seçildi. Ben çok fazla bilimkurgu okumadığım için en iyi midir bilmiyorum, çünkü elimde karşılaştırabileceğim doğru düzgün başka bilimkurgu kitabı yok. Ama kitabı çok sevdiğimi ve çok akıcı bir şekilde okuduğumu söyleyebilirim.
İlk olarak kitap hakkında söylemek istediğim şey kapak tasarımı tabi ki. Bilmiyorum, ben kitapları biraz da kapak tasarımlarına göre yargılayanlardan birisiyim sanırım. Yani kitapta konusu ile birlikte en çok dikkat ettiğim şey kapak tasarımı diyebilirim. Kitap bizde de orjinal kapak tasarımı ile satışa sunuldu ve çok hoş bir kapak tasarımı var. Göz yormayan, sade ama yerinde bir kapak. Ve İthaki Yayınları'nın kitabın iç kısmını kapak ile uyumlu turuncu renkte basması ve kullandıkları ayraç da çok hoşuma gitti. Her neyse daha fazla uzatmadan biraz konudan bahsedeyim:

Kitabın ana teması Mark Watney adındaki NASA için çalışan bir astronotun diğer birkaç astronot ile birlikte Ares 3 adındaki bir uzay aracı ile birkaç bilimsel deney yapmak için Mars'a gönderilmesi üzerine kurulu. Görevin ilk günlerinde her şey sorunsuz bir şekilde sürmektedir, daha sonra Mars'ta meydana gelen bir fırtına (ya da sis, tam olarak hatırlamıyorum) yüzünden ekibin görevi iptal etmesi ve uzay aracına ulaşıp tekrar dünyaya dönmeleri gerekir. Ama bu sırada fırtına yüzünden meydana gelen bir kaza sonucu bir ekipman Mark Watney'e çarpar ve onu sisin içinde diğer arkadaşlarından ayırır. Ekibin kalanı her ne kadar onu arasa da zorlu şartlar yüzünden onu bulamazlar ve Mark'ın ekipmanında oluşan hasar yüzünden onun kısa süre içinde hayatını kaybedeceğini düşünürler. Bu yüzden de kısıtlı vakitlerinin kalan kısmında ekibin güvenliği için Mark'ı geride bırakıp uzay aracına dönmek zorunda kalırlar.
İşte o, herkesin Mark Watney'nin öldüğünü düşündüğü zamanda o hayatta kalmayı başarıyor. (Burası spoiler değil, zaten adam ölürse kitapta olmazdı diye düşünün :D) Nasıl hayatta kaldığından bahsedip spoiler vermek istemiyorum, hem anlatmak istesem de yapabilir miyim bilmiyorum, çünkü biraz bilimsel açıklama gerektiriyor :D Her neyse, daha sonra Mark'ın o fırtına da hayatta kalmayı başardıktan sonra Mars'a kurdukları üsse geri dönmesini ve bundan sonra da günler,haftalar hatta aylar boyunca Mars'ta tek başına nasıl hayatta kaldığını okuyoruz.

Biraz da Mark'tan bahsedeyim, Mark Watney aşırı zeki ve aşırı komik bir yapıya sahip. Kitabı okurken ister istemez bazı şeylerin sonuçlarının bilimsel olarak açıklanması biraz sıkabiliyor insanı ama Mark sağolsun alaycı dili ve bıkmak bilmeyen azimi ile sizi kitaba bağlamakta hiç sıkıntı çekmiyor. Dediğim gibi çok esprili ve komik bir karakter Mark, öyle ki dünya ile iletişim kurmayı başardığında, tüm dünya onu izlerken bile NASA ile dalga geçebiliyor ve istediği gibi konuşabiliyor.

" [12:04] JPL: Ayrıca, lütfen diline sahip çık. Yazdığın her şey, tüm dünyada canlı olarak yayınlanıyor.  [12,15] Watney: Bakın! Memelere bakın! --> (.Y.) "

Mark'ın komik olması dışında benim diğer bir sevdiğim yanı ise çok azimli, kendine güvenen ve umutsuzluğa kapılmayan bir yapıya sahip olması oldu. Adam en ufak bir bilgi kırınıtısından bile belki de hayatını kurtarabilecek bir şey çıkarmayı başarıyor. Bunun dışında kitapta Mark'ın sayısız sorunla karşılaşmasını ve bunlara nasıl zekice çözümler bulduğunu ve bunları gerçekleştirmek için nasıl bıkmadan usanmadan çalıştığını görüyoruz. Yahu adam Mars'ta patates yetiştirmeyi başarıyor, daha ne yapsın! 

Dediğim gibi kitapta oldukça fazla bilimsel açıklama var ve aşina olunabilecek şeyler de değil bunlar. O yüzden ben buraları okurken her ne kadar ilk başlarda merak ettiysem ve her şeyin mantıklı bir çözümünün bize sunulmasından keyif aldıysam da ilerleyen kısımlarda ister istemez sıkıldım buralarda. Kitabın benim için eksi yanlarından birisi bu olmuştu, onun dışında kitapta fazlaca olan yazım hataları da ister istemez gözüme takıldı. O yüzden buralar biraz sıkılmama neden olmuştu. Ama bu kısımlarda da gerek Mark'ın komik dili, gerek de git gide artan heyacan ve ''acaba kurtulmayı başarabilecek mi?'' sorusu kitabı daha da bir akıcı okumamı sağladı. 

Kitap birçok bakış açısı ile yazılmıştı, genel olarak Mark'ın ağzından okuduğumuz kısımlar olsa da olayları üçüncü bir tekil kişinin ağzından da okuduğumuz bölümler, hatta yan karakterlerin bakış açıları ile okuduğumuz kısımlar da vardı. Ve bence bu kitaba renk katmıştı, yani bu sayede daha fazla şey öğrenebildik ve bir kişinin bakış açısı ile anlatılan kısımlarda oluşabilecek sıkıntıdan da kurtulmuş olduk.

Kitabın sonu ise benim beklentilerimi karşıladı. Neticesinde kitaptan zevk aldığımı ve kesinlikle tavsiye edebileceğimi söyleyebilirim. Böylece de 2015 yılının ilk kitabını okumuş oldum. Hem de En İyi Bilim Kurgu romanı ile :D Sırada ise yine Andy Weir'ın yazdığı The Egg adında kısa bir hikaye var. Onu da internet üzerinden Mark Watney'nin sitesinden okuyacağım. Herkes bu kadar kısa bir hikayenin bu kadar harika olmasına çok şaşırdığı söylemiş The Egg hakkında, bende merak ettim ve bu yorumu yayınladıktan hemen sonra ona başlayacağım.

Son olarak Marslı, 2015 yılının son aylarında film uyarlaması ile bize tekrar sunulacak. Ben filmi çok merak ediyorum, umarım kitaptan aldığım aynı tadı filmde de alabilirim. Şimdilik benden bu kadar. Kendinize iyi bakın, hoşçakalın! :)










0 yorum:

Yorum Gönder

 

Subscribe to our Newsletter

Contact our Support

Email us: Support@templateism.com

Our Team Memebers