''Umut ve sevgi için aile ve arkadaşlar hem birbirleriyle hem de birbirleri için savaşacaklardır…''
Kitap:Kara Cadı
Yazar:Nora Roberts
Yayınevi:Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı:424
Tür:Fantastik
Puan:4/5
Puan:4/5
İlgisiz anne babası yüzünden Iona Sheehan, adanma ve kabul edilme özlemi duyarak büyür. Büyükannesinden her ikisini de nerede bulacağını öğrenir: yemyeşil ormanlar, göz kamaştıran göller ve efsanelerle dolu bir ülkede.İrlanda.
Iona bir at çiftliğinde iş bulduğunda, işletmenin sahibi olan Boyle McGrath ile tanışır. Bir kovboy, bir korsan ve vahşi bir kabile savaşçısı gibi görünen Boyle, Iona'nın en büyük üç fantezisinin birleşimidir.
Iona burada kendisi için bir yuva kurabileceğini -ve bu Boyle'a sırılsıklam âşık olmak anlamına gelse de- hayatını dilediği gibi yaşayabileceğini fark eder.
Ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Iona'nın ailesine yüzyıllardır musallat olan ve mağlup edilmesi gereken kadim bir kötülük vardır. Umut ve sevgi için aile ve arkadaşlar hem birbirleriyle hem de birbirleri için savaşacaklardır…
-Yorum-
Merhaba arkadaşlar! Yeni bir Kitap Canavarları turu ile yine buradayız. Bu turda benim severek okuduğum ve turda uzun zamandır hasretini çektiğim bir kitap türünü inceleyeceğiz. Uzun zamandır fantastik tur yapamıyorduk. Bugüne kısmetmiş,özlemişim resmen :D Neyse bakın bakalım tur kitabımız hakkında neler demiştim:
Kitap ilk olarak 1263 yılında yaşanan bazı olayları anlatıyor. Yaklaşık elli sayfa boyunca bu hikayeyi okurken bir süre sonra bu hikayenin gelecekteki etkilerini de göreceğimizi hissediyoruz. Sorcha. Kendisi bir cadı. Herkes onu Kara Cadı olarak tanıyor. İsmini bakarak kötü biri olduğunu düşünebilirsiniz belki,ama tam tersine Sorcha 3 çocuğu ile gözlerden uzak,küçük bir kulübede yaşayan,gücünü sadece iyilik için kullanan bir cadı. Sorcha gibi çocukları da farklı farklı yeteneklere sahip. İnsanlara yardım etmek için ufak tefek iksirler hazırlayan, kendisini ve çocuklarını kötü şeylerden korumak için türlü türlü tılsımlar yapan Sorcha'yı ve yaşadığı,o büyüyle iç içe gerçekleşen mistik hayatı okurken aynı zaman da sanki bir masal okuyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Yazar bu kısımları,bir masal gibi işlemiş ve bunu da çok iyi hissettimiş okuyucuya.
Daha sonra hikaye günümüze dönüyor ve 2013 yılında gerçekleşen farklı bir hikaye ile devam ediyor. Aslında tam olarak farklı bir hikaye demek doğru olmaz. İleride anlatılan iki hikaye de birbiriyle bağlantılı bir hal alıyor diyebilirim. Her neyse,yaşadığı hayattan sıkılan ve kendi ayakları üzerinde durabileceğini kanıtlamak isteyen Iona Sheehan, eski hayatını geride bırakarak nesiller önce büyükannesinin yaşamış olduğu bir yere, yeni bir hayat kurmak için gider. Efsanelerle dolu olan bir ülkeye,İrlanda'ya.
Burada kendisine yeni bir hayat kurar,bir at çiftliğinde iş bulur ve gönlünü kaptıracak bir adam ile tanışır. Sonunda kendi hayatınnı ve yeni bir aile,yeni bir yuva diyebileceği bir yer bulmuştur kendisine. Ama her güzel şeyin bir sonu vardır. Iona ve ailesine nesillerdir musallat olan ve tekrar mağlup edilmesi gereken kötü bir büyücü vardır. Cabhan. Bu yeni hayatında Iona kendi cadılık güçlerini öğrenmek ve Kara Cadı'nın bir zamanlar yaptığı gibi Cabhan'ı altetmenin bir yolunu bulmak zorundadır.
Kitap hakkındaki düşüncelerime gelecek olursak; kitap çok iyi bir başlangıç yaptı. İlk 50 sayfada anlatılan hikaye beni benden aldı diyebilirim. Anlatılan o mistik hikaye çok hoşuma gitti,hatta daha sonra keşke kitabın tamamı ilk 50 sayfadaki olayları anlatarak geçseydi diye düşündüm :D Ama bu demek değilki kitabın kalan kısmı kötüydü. Tamam yer yer sıkıldığım ve temponun yükselmesi gerektiğini düşündüğüm yerler oldu. Ama genel olarak bakınca oldukça tatmin edici ilerledi ve bir o kadar da güzel son buldu.
Ayrıca bu kitaptaki en ağır basan duygu ise bence dostluk ve aile idi. Yazarın bu 6 arkadaşın dostluğunu çok iyi yansıttığını düşünüyorum. O kısımları okurken insanın içi sıcacık oluyor resmen. Yavaş yavaş toparlayayım, kitabın sonu umduğum gibi bitmedi ama böylesi de fena değildi. Sadece devam kitabında neler olacağından biraz şüpheliyim. Umarım daha farklı şeyler ile karşımıza çıkabilir yazar. Son olarak kapak tasarımına ve çeviriye değinecek olursam; çeviri iyi olmasına rağmen yer yer sıkıntı yaşadığım kısımlar da oldu. Yani bazı cümlelerin başı ve sonu pek uyumlu gelmemişti bana. Bir de çevirideki en büyük göze çapran ve benim gibi tur arkadaşlarımında dikkatini çeken şey, çevirmenin "kuzen" kelimesini "kuzin" olarak kullanmış olmasıydı. Neden böyle çevirdiği hakkında bir fikrim yok ama bir yerden sonra o kadar da rahatsız etmedi.
Son olarak kapak tasarımını başarılı buldum. Konuya ve anlatılanlara uygun bir kapak olmuş. 'Zaten orjinal kapak kullanılmış, nesini eleştiriyosun' diyeceksiniz ama yine de başarılı bir kapak olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. :D
Kısacası Kara Cadı beni tatmin eden,sevdiğim ve okumaktan keyif aldığım bir kitap oldu. Okumanızı tavsiye ederim. Destek olan Epsilon Yayınları'na da Kitap Canavarları olarak teşekkür ederiz. :)
-Çekiliş-
a Rafflecopter giveaway
0 yorum:
Yorum Gönder